Etiket arşivi: 2013

BAKAN TÜFENKCİ: ALMANYA’NIN DOLMUŞUNA BİNMEK TÜRKİYE’YE YABANCILIKTIR

 

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alman turistlere uyarısını “millete fatura ödetme” tavrı olarak değerlendirerek,  “Ülkemizi karalamak turizmciye fatura ödetmektir. Almanya’nın dolmuşuna binerek Türk milletine ne kadar yabancı olduğunu göstermektedir. Ülkemiz en az Almanya, Fransa kadar güvenlidir” dedi.

 

Bakan Tüfenkci, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’ni kabulünde konuştu.

 

Bakan Tüfenkci, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlattı, “Bu darbe girişimi millete karşı yapılmış bir darbe girişimiydi ve faturayı bu millete ödetmeye çalıştılar, tıpkı 2013’te Gezi Parkı olayları gibi, tıpkı 17-25 Aralık Operasyonları gibi. Amaçları ekonomik anlamda istikrasızlığa yol açarak, bu millete fatura ödetmek ve aradaki parsadan bir kesimin faydalanmasıydı” dedi.TÜFENKCİ (4)

“ÜLKEMİZİ KARALAMAK MİLLETE, TURİZMCİYE FATURA ÖDETMEKTİR”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Alman Dergisi Focus’a verdiği röportajda Türkiye’de can ve mal güvenliğinin olmadığını söylemiş, Alman turistlere uyarıda bulunmuştu.

Bakan Tüfenkci, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını eleştirerek, “ülkemizi karalamak turizmciye fatura ödetmektir” dedi.

“Türk ekonomisindeki iyileşme niye Kılıçdaroğlu’nu rahatsız ediyor ki, Türk ekonomisine darbe vurmaya çalışıyor” diyen Bakan Tüfenkci şöyle devam etti:

 

“Kılıçdaroğlu Alman vatandaşlarına diyor ki “gelmeyin, Türkiye güvenli değil, huzurlu değil” peki bunun faturasını kim ödeyecek, turizmciler ödeyecek. Biz hükümet olarak turizmcilere 2016 yılı zor geçti diye hem borçlarını öteleme, yeniden yapılandırma, uçak charter seferleri ile destek verme, 9 ay çalışan işçilerin SSK giderlerini ödeme gibi çok ciddi teşvikler verdik. Niye, o insanların ayakta dursun, bu ülkenin değerleri ucuza satılmasın diye. Ama adam bununla direkt turizmcileri hedef alıyor, güya aklı sıra oradan hükümeti vurmaya çalışıyor ama hükümetle direkt bir etkisi yok, vatandaşa etkisi var. Ülkemizi karalamak turizmciye fatura ödetmektir. Almanya’nın dolmuşuna binerek Türk milletine ne kadar yabancı olduğunu göstermektedir. Ülkemiz en az Almanya, Fransa kadar güvenlidir.”

 

“İYİ GİDİŞATI SÜRDÜRÜLEBİLİR KILMAMIZ LAZIM”

Bakan Tüfenkci, hükümetin özellikle ekonomiye yönelik attığı adımları, verilen teşvikleri anlattı, “Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu, önerileriyle Kredi Garanti Fonunun devreye sokulması, küçük işletmeler ve esnafımıza             KOSGEB kredilerinin verilmesi, ihracat teşviklerimizin 1’den 3’e çıkarılması, 2017’deki göstergelere de baktığımızda gerçekten iyiye doğru bir gidiş var. Bunu sürdürülebilir hale getirmemiz lazım. Bunu da hep birlikte yani sizlerin önünü açarak, sizlere destek olarak biz bunu hayata geçireceğiz.

2023 hedeflerimiz var ve o hedeflere yaklaşma adına şimdiden bu iklimi iyi değerlendirerek hem yatırımın önünün açmak, hem ticaretin önündeki engelleri kaldırmak gerekir” dedi.

ÜRÜN GÜVENLİĞİNİN TEK ELDEN YÜRÜTÜLMESİ

MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan iş dünyasının taleplerini sıraladı, Bakan Tüfenkci talepleri dinledi, sanayicinin ve yatırımın önünü açacak önerilerde bulundu.

MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan Yatırım ve imalat Sanayiine yönelik bir artı teşvik, KDV istisnası getirilmesini, Ayrıca gümrüklerde denetim ve işlemlerin tek elden yürütülmesi konusunda sanayicilerin talebini gündeme taşıdı.

Bakan Tüfenkci, ürün güvenliğinin tek elden yürütülmesinin bir ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı. Bu konuda 19 bakanlığın gümrüklerde işlem yürüttüğünün altını çizen Tüfenkci şöyle devam etti:

“Gümrüklerde Bakanlıkların denetimleri ve yaşanan bazı aksaklıklar sonucunda işlemler yavaşlıyor. Böylece bekleme, yığılma ve maliyet oluşuyor. Bu konuda ürün güvenliğini tek elden toplayacak ortak bir çalışma yapmamız gerekiyor. Böylece özellikle iç ticareti ilgilendiren konularda beklemeleri önleyecek, ticareti hızlandıracağız. Benim sizden ricam diğer bakanlıklara gittiğinizde gümrük işlemlerinin tek elden yürütülmesi konusunda talepte bulunun. Gümrük Bakanlığı gibi 7/24 esasına göre çalışılması lazım.TÜFENKCİ (1)

Laboratuvar testlerini de tekleştirmemiz lazım. Vatandaş dolaşmasın, bu hususta maliyetlerimiz azalacak. Aynı numuneden birçok kurum alıyor ve her bir numuneyi vatandaş ayrı ayrı veriyor. Vatandaş gelsin sonuçlarını alsın. Tek bir noktada toplayalım.”

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Gülay Barbarosoğlu C20 Zirvesi’nde konuştu…

‘’Sosyal ve bilimsel aklı buluşturan yeni politikalara ihtiyaç var’’

Boğaziçi Üniversitesi, uluslararası politika önerileri oluşturan ve savunuculuk çalışmalarında bulunan sivil bir platform olan C20’yi (Sivil Toplum 20) ağırladı. Türkiye’nin Aralık ayından bu yana dönem başkanlığını üstlendiği G20’nin önemli alt çalışma gruplarından biri olan C20’nin ‘’Biz Diyoruz ki’’ sloganıyla gerçekleştirdiği, 52 ülkeden 400’e yakın sivil toplum temsilcisini buluşturduğu zirve, 15-16 Eylül 2015 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşti.

gülay barbarosoğluToplumun farklı kesimlerini bir araya getiren ve 16 Eylül’de sona eren zirve, STK’ların öncelik verdiği ekonomik eşitsizliklere yönelik çözüm önerilerini masaya koydu.

Boğaziçi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen C20 Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, daha iyi bir dünya için sosyal, kültürel ve ekolojik değerler üretmenin ve bu değerleri demokratik araçlar vasıtasıyla toplumla paylaşmanın önemine değindi.

Boğaziçi Üniversitesi’nin bu değerlerin üretilmesine ve topluma yayılmasına katkı sağlamak amacıyla çalıştığını vurgulayan Barbarosoğlu, benzer amaçlar için uğraşan C20 gibi sivil girişimlerin üniversite için hayati önem taşıdığını söyledi.

‘’Ekonomik değer ve refah tek başına yeterli değildir. Cinsiyet, insan hakları, sosyal dışlanma gibi sorunları hesaba katmayan mekanizmalar, stratejiler ve kurumların sürdürülebilir ekonomik gelişme ve finansal istikrar açısından, aynı zamanda hem bugün hem de yarınlar için dünya barışı ve refahının tesisi konusunda başarısız olduklarına tanık oluyoruz. Hepimiz için sürdürülebilir bir gelecek sosyal akıl ile bilimsel aklı buluşturabilen ve bunu politikalara dönüştürebilen yeni bir bakış açısını yaratmaktan geçiyor. İşte bu önemli görevde sivil toplum yol gösterici bir rol oynuyor’’ diye konuşan Prof. Dr. Barbarosoğlu, on yıllardan beri süregelen ulus ötesi bütünleşme ve küreselleşme sürecinin, günümüzde tüm dünyayı etkileyen mali bunalımlar, doğal afetler, silahlı çatışmalar ve mülteci krizleri gibi zafiyetlere yol açtığına da değindi.

Toplumsal cinsiyet, insan hakları, sosyal dışlanmışlık ve çevre konularını göz ardı eden herhangi bir mekanizma veya siyasetin, dünya barışı ve refah adına sürdürebilir ekonomik büyüme ve mali istikrar hedeflerine ulaşmada başarısız olacağının altını çizen Barbarosoğlu, bu açıdan sivil toplumun siyaset oluşturmanın yanı sıra bilgi üretimi adına da önemine işaret etti.

C20 Platformu’nun en önemli özelliklerinden birinin küresel boyutta ortak bir amaç için bir araya gelmesi ve gerçek bir uluslararası insiyatifi temsil etmesi olduğunu vurgulayan C20 Türkiye Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise konuşmasında C20 Zirvesi’nin yalnızca katılımcı profili ile değil, programı ile de önceki C20 zirvelerinin tecrübelerinin üstüne yenilikler katarak bir farklılık yaratacağını vurguladı.

C20 Hakkında

C20, 2013’te Rusya’nın G20 Dönem Başkanlığı ile beraber resmi bir katılım grubu olarak tanındı. Türkiye’nin 2015 G20 donem başkanlığı nedeni ile C20’yi bu yıl Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları üstleniyor. C20, küresel ekonomi gündemindeki konulara ve tartışmalara ilişkin STK’ların görüş ve önerilerini G20 ülke liderlerine aktarılması amacıyla faaliyet gösteren bir sivil toplum platformudur. G20’nin altı ana çalışma grubundan biri olan C20’nin Yürütme Kurulu Başkanlığı’nı haziran ayından bu yana İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı sıfatıyla Zeynep Bodur Okyay yapıyor. C20 üyeleri arasında; TÜSEV, İKV, Oxfam International, Türkiye, WWF-Türkiye, KAGİDER, TEGV, Uluslararası Şeffaflık Derneği, Türkiye Avrupa Vakfı, Habitat Türkiye Kalkınma ve Yönetişim Derneği, KEDV, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu, gözlemci olarak AÇEV ve TEMA Vakfı yer alıyor.