Etiket arşivi: 1982

YENİ ANAYASA SÜRECİ

 

 

seyfettin karamızrakEski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk’un, 1999-2000 Adli Yılında yaptığı  açılış konuşması çok manidardır: “Üçüncü bin yıla Türkiye’nin 1982 Darbe Anayasası ile girilemez. Türkiye bir Anayasa devletidir. Ama bir anayasal devlet değildir…… Türkiye meşruluk derecesi nerede ise sıfıra yaklaşmış bir Anayasa ile yeni yüzyıla giremez.1930’lu yıllara dönülemez, dönülürse şimdiki zaman da avucumuzdan kayar gider. Yarının rüzgârları hiç esmez olur…”

 

Sayın Sami Selçuk’un bu öngörüsü, gün gibi aşikâr gerçeklerin açık yüreklilikle teslim edilmesidir.

1699 Kar Lofça Antlaşmasından bu yana Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Hıristiyan Batı’nın vesayeti altına girmiştir. Batı ne söyledi ise “evet” denilmiştir.

Batı, kendisine “hayır” diyen güçlü bir Türkiye istememektedir. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her türlü kalleşliğe maruz kalmasının sebebi budur.

DAEŞ, PKK ve FETÖ, küresel güçlerin maşasıdır. Gezi ve 6-7 Ekim olayları, 25 Aralık ve 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü ile çirkin hedeflerine ulaşamayan şer güçler, yeni Anayasa taslağını bahane ederek Türkiye’ye çirkin tuzaklar kurmanın gayreti içindedirler.

Yıllarca partiler iktidar olmuşlar, fakat muktedir olamamışlardır. 1 Eylül 1999 tarihinde Başbakan Sayın Ecevit; “Anayasayı değiştirme zamanı geldi” dediği halde, bu fikrini kendi içindeki muhalifleri yüzünden gerçekleştirememiştir.

Türkiye’nin, çağın ve milletin ihtiyaçlarını karşılayabilecek, insani, demokratik ve çağdaş yeni bir Anayasaya şiddetle ihtiyacı vardır. Bunu herkes bilmekte ve dile getirmektedir. Fakat gerçekleştirilmesi bir türlü mümkün olmamıştır.

AK Parti iktidarı MHP’nin desteği ile yeni Anayasa taslağını TBMM’ye getirmiştir. TBMM’nin duvarlarında yazılı olan “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” söylemini, artık Meclis gerçek anlamıyla hayata geçirmelidir.

CHP’nin bir grubu hala vesayet rejiminin özlemi içinde, 1982 Darbe Anayasasını savunmaktadır. Belli ki mecliste önümüzdeki günler sıkıntılı geçecektir.

Yeni Anayasa asla rejim değişikliği değildir. “Türkiye’yi böldürmeyeceğiz”  sloganı abartılıdır. CHP, ortamı gereceğine, ana muhalefet sorumluluğunu yerine getirerek, çekincelerini ortaya koymalı, gerekli iyileştirmelerle sürece katkıda bulunmalıdır.

İktidar da, CHP’nin endişelerine ve eleştirilerine duyarsız kalmamalı ve diyaloğu kesmemelidir. Demokrasilerde dışlama yoktur. Gün, birleşme ve dayanışma günüdür. Düşmanların ekmeğine yağ sürme zamanı değildir.

Devletimizin ve Milletimizin iyiliği, devamlılığı, refahı ve bekası için diyalog yolu açık tutulmalı, kişisel çıkar ve duygusallıklardan kaçınılmalıdır. Çözüm yeri sokak ve kavga değil, Millet ve Meclistir.

Sevgiyle kalın…