Gezi, 17-25 Aralık, 15 Temmuz darbe girişimlerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye özellikle son 3 yıldır bir ateş çemberinden geçiyor. Bu mücadelenin adını doğru koymak lazım. Cumhuriyet’ten sonra yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz. Üstelik bu savaşı tek bir cephede değil askeri, siyasi, ekonomik veriyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Yeni İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisleri ile Çevre Yatırımları Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, ülkemizin son üç yıldır büyük sorunlarla karşı karşıya bırakılmaya çalışıldığını vurgulayarak, “Türkiye özellikle son 3 yıldır bir ateş çemberinden geçiyor. Bu mücadelenin adını doğru koymak lazım. Cumhuriyet’ten sonra yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz. Üstelik bu savaşı tek bir cephede değil askeri, siyasi, ekonomik veriyoruz” ifadelerini kullandı.
ŞER ODAKLARIYLA MÜCADELE EDİYORUZ
Şer odakları tarafından sürekli saldırıya uğradıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Bizi milletimiz ezici bir çoğunluk yüzde 63’le başa getirdi. 19 Kasım, 14. yılı geride bıraktık. Eğitim, sağlık, enerji, tarımda, savunma sanayide, her alanda devrim niteliğinde reformlar yaptık. Biz ülkemize, milletimize hizmet için çalışırken birileri de bize çelme takmaya çalışıyor. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından gelen kapatma davası. Ardından 17-25 Aralık emniyet yargı darbesi geldi. Yani FETÖ. Ne kadar siyasi ekonomik dinamik varsa hepsine saldırdılar. Yolsuzluk bunlardaydı. Hırsızın ta kendileriydi. Gezi ile çevre hassasiyetini tehdit algısı ile kaos çıkarmak istediler.”
HANS’IN AĞZINA bakarak karar vermem
Avrupalının ağzına bakarak karar vermeyeceğini bir kez daha vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: “Hans’ın George’un ağzına bakarak karar vermem. Ben Hakk’a ve halka yönelerek cevabımı veririm. Halkım idam mı diyor, parlamentoya gelir. Parlamento idam diyorsa bana gelir ben de onaylarım. Benim 248 tane şehidim var. Biz dertliyiz dertli. Parlamento yakılıp yıkılacak. Utanmadan sıkılmadan böyle bir şey isteyemezsin diyecek.”
AVRUPA’YA: Haddinizi bilin, haddinizi!
Avrupa’nın Türkiye aleyhine aldığı karara sert sözlerle yüklenen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Neymiş efendim Türkiye’de olağanüstü hal varmış, teröristlerin üzerine çok sert gidiyormuş, teröristleri destekleyenler görevden alınıyormuş, idam cezası tartışılıyormuş, medyaya kısıtlama varmış, vize serbestisinde 72 şarttan 7’si yapılmamış, gümrükle ilgili ekonomi ile ilgili tehdit ediyorlar. Silah veriyorlarmış da silah verilmemesi konusunda karar alacakmış. Ey Avrupa Parlamentosu siz terör örgütüne çanak mı tuttunuz hayır olsun. Hani PKK terör örgütüydü, siz nasıl böyle karar alırsınız, yardım yataklık yaptığınızın farkında mısınız? Bu ülkeyi AP mi yönetiyor, hükümet mi yönetiyor. Size ne! Haddinizi bilin, haddinizi. Biz kendi yolumuzda ilerlemeye devam edeceğiz.”
15 TEMMUZ BİR İŞGAL GİRİŞİMİDİR
FETÖ’nün 15 Temmuz akşamı giriştiği hain darbe teşebbüsünün bir işgal girişimi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, “Önce Güneydoğu Anadolu’da çukur eylemleri yaptılar. Vatandaş ve güvenlik görevlilerimizin şahadetiyle sonuçlandı. Suriye ve Irak’taki eylemleri DEAŞ ile ülkemize bulaştırmak istediler. 56 kardeşimizi canlı bomba ile Gaziantep’te şehit ettiler. İstihbarat teşkilatlarımızın çalışmalarıyla terör örgütü bekleneni vermedi. Mücadele alanını Türkiye sınırları dışına taşıdı. Celabrus’u DEAŞ’dan kurtardık. Rai’yi kurtardık. El Bab’ı kuşattık. 15 Temmuz saldırıların en alçakçasıydı. FETÖ ihanet çetesi, milletin çocuğun rızkından keserek namuslarına emanet edilen tankları, topları milletin üzerine sürdü. Türkiye 2 fiili darbe, 2 de darbe operasyonu yaşamıştır. 15 Temmuz kadar ihanet değildi. 15 Temmuz aynı zamanda bir işgal girişimidir.”
AÇIKHAVA HAPİSHANESİYSEK NASIL KAÇTIN!
Almanya’nın vatana ihanetten ceza alan Can Dündar’a kucak açmasını da eleştiren Erdoğan, “Bir tane terörist köşe yazarı. Köşe yazarı müsvettesi. 5 yıl 10 aya mahkum oluyor, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıyor. Almanya’ya kaçıyor. Alman Cumhurbaşkanı ağırlıyor. Ne menem iştir. İngiltere’de yaptığı konuşmada Türkiye’yi açıkhava gazeteci hapishanesine benzetiyor. Peki sen nasıl kaçıp gittin? Hadi kalsaydın ya? Karakter meselesi bu. Batı koynunda bunları besliyor. Bunlara yaptırdıkları konuşmalarla Türkiye değişmez, daha da güçlenecek” dedi.